Hakkari Cilo Dağı Tırmanışı – Temmuz 2025

Temmuz 2025’te gerçekleştirdiğim Cilo Dağı tırmanışı, hem fiziksel hem ruhsal boyutta iz bırakan bir deneyim oldu. Bu yazıda hem rotayı hem de Cilo’nun büyüleyici coğrafyasını adım adım anlatacağım.

Ankara’dan Başlayan Uzun Yolculuk

Tırmanış yolculuğu Ankara’dan başladı. Otobüsle çıktığım yolculuk yaklaşık 22 saat sürdü ve Hakkari’nin Yüksekova ilçesine ulaştım. Bir gün burada konaklayarak hem dinlendik hem de rota hazırlığı yaptık. Ertesi gün iki kişilik ekibimizle birlikte araçla Serper Yaylası istikametine doğru yola koyulduk. Korucu kontrol noktalarından geçtikten sonra Serper’e ulaştık.

Buradan sonra yürüyüş rotamız Horgedim Yaylası yönünde devam edecekti.

Serper’den Horgedim’e: İlk Etap

Serper Yaylası’ndan çıktıktan sonra rotamız iki dik yamacın arasında kıvrılarak ilerleyen dar bir patikaya bağlandı. Bu bölüm, Cilo tırmanışının giriş parkuru olarak görülüyor ve yaklaşık 3,5–4 saat sürüyor.

Rota dik olmasına rağmen oldukça keyifliydi; yükseldikçe çevredeki vadiler, kayalık bloklar ve sessiz doğa insanı içine çekiyor.

Horgedim Yaylası ve Sessiz Kamp Alanı

2025 Temmuz’unda bölge oldukça sakindi. Horgedim Yaylası’na vardığımızda bizim dışımızda başka dağcı yoktu. Kampı burada kurduk ve geceyi bu sakinlik içinde geçirdik. Tırmanış hazırlıkları için saat 02.30’da uyandık, 03.30 civarında tırmanışa başladık.

Zirve Yürüyüşü: Dik, Teknik ve Büyüleyici

Zirve rotası dik bir yükselişle başlıyor, ardından buzul bölgelerine uzanan kısımla devam ediyordu. Buzul geçişleri boyunca yürümek hem zordu hem de inanılmaz keyifliydi. Özellikle bir buzul vadisi vardı ki görüntüsü, soğuğu ve dokusu ile hafızaya kazınıyordu. Bu nedenle ben onu “Uludoruk (İzbırak, Gelyasin)” olarak anıyorum.

Bu bölüm, Cilo’nun neden eşsiz bir dağ olduğunu gösteren en belirgin parçalardan biriydi.

Kılçık Geçişi: Rota’nın En Zorlu Noktası

Cilo zirvesine giden tırmanışın en kritik kısmı Kılçık Geçişi.
Dar bir sırt hattı üzerinde ilerliyorsunuz ve bu bölümün bir kısmı ip hattı kullanılarak geçiliyor. Aşağısı oldukça derin, kaya yapısı keskin ve teknik; fakat aynı zamanda manzarası nefes kesici.

Kılçıktan geçtikten sonra yaklaşık 1,5 saatlik bir tırmanış daha yaparak zirveye ulaştık.

Cilo Zirvesi: Türkiye’nin İkinci En Yüksek Dağı

Cilo Dağı, yaklaşık 4.135 metre yüksekliğiyle Türkiye’nin ikinci en yüksek dağı olarak bilinir. Hakkari bölgesindeki Cilo-Sat Dağları silsilesinin bir parçasıdır.
Coğrafi olarak:

• Derin vadiler

• Keskin sırtlar

• Geniş buzul alanları

• Sirk gölleri

• Alpin çayırlar

• Endemik bitki türleri

ile Türkiye’nin en çarpıcı dağ ekosistemlerinden birini oluşturur.

Bölge, Toros Dağları’nın doğu uzantıları içinde yer alır ve teknik dağcılık açısından ülkemizin en zengin alanlarından biridir.

İklim değişikliği son yıllarda Cilo buzullarını etkilemiş olsa da hâlâ büyük ve etkileyici buzullar barındırır. Bu nedenle rota boyunca sık sık buzullarla karşılaşmak mümkündür.

Zirveye ulaştığımız an, uzun yolculuğun ve saatler süren dik tırmanışın ardından tarifsiz bir huzur hissettirdi. Cilo’nun geniş manzarası; Yüksekova’nın vadileri, buzul çanakları ve kılçık sırtının dramatik hatlarıyla birleşince muhteşem bir panoramaya dönüşüyordu.

Bu tırmanış benim için sadece fiziksel bir deneyim değildi; doğanın büyüklüğü karşısında insanın kendini yeniden hissettiği bir yolculuktu.

Cilo, Türkiye’nin En Yüksek 2. Dağı

Cilo Dağı tırmanışı; teknik zorlukları, uzun yaklaşım rotası, buzulları ve etkileyici coğrafyasıyla Türkiye'deki en özel dağcılık deneyimlerinden biri.
Rota boyunca her adımda hem doğanın gücünü hem de onunla uyum içinde olmanın keyfini hissettim.

Eğer Türkiye’de gerçek anlamda yüksek dağ deneyimi yaşamak istiyorsanız, Cilo zirvesi listenin en üstünde olmalı.